Sessizlerin sesi
Sessizlerin sesiHazırlayanlar: Andreas Spinrath ve Georg Heil
Referandum öncesi TürkiyeEvet mi, hayır mı?
WDR muhabirleri aynı kaderi paylaşan bir çok kişiyle bir araya geldi. Onların da sesi Türkiye’de binlerce kişinin olduğu gibi kesilmişti.
Multimedyal bir hikaye.
Darbe mi? Neden peki?
Darbe mi? Neden peki?
Darbenin eksiksiz olarak açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyordu. Böylece suçlular ortaya çıkarılacak ve sorumlular yargılanacaktı. Ancak öyle olmadı. O ve binlerce meslektaşı darbecilikle suçlandı.
Telefona sarıldı, ama bir yanıt alamadı. Herşey çok belirsizdi. Darbe mi oluyordu? Ordu yönetime el mi koymuştu? Peki neden?
Kendisiyle aylar sonra buluştuğumuzda yaşananlara dair hiç bir bilgisinin olmadığını söylüyordu. Daha önce hiç kamera karşısına geçmemişti. Darbeyle suçlanan Gülen hareketiyle hiç bir ilgisinin olmadığını, mesleğinde örnek teşkil ettiğini anlatıyordu. Orduda terfi ediyor, NATO’da saygın bir konumda bulunuyordu.
Darbeden haftalar sonra herşey değişti. Görevinden atıldı. Söylediğine göre bunun için ne bir kanıt ne de bir gerekçe vardı. Şimdi sığınmacı olarak Almanya’da yaşıyor. Batıda, ABD’de eğitim görmesi ve diğer NATO ülkesinden meslektaşlarının bulunması ona göre göze battı.
Peki bu durum karşısında neler düşünüyor? Ona göre orduda bir temizlik yapıldı ve hükümet ’Yeni Türkiye’de’ yeri olmayan, Batılı düşünen tüm muhalifleri bertaraf etme yoluna gitti.
WDR muhabirleri darbe girişiminin ardından bu subay gibi bir çok kişiyle görüştü. Birçoğu kamera karşısında konuşmak istemedi. Röportaj tekliflerini sadece yüzleri ve kimliklerinin gizlenmesi koşuluyla kabul ettiler. Zira Türkiye’deki ailelerinin zor durumda kalmasından endişe ediyorlar.
Geçen yıl 15 Temmuzu 16 Temmuza bağlayan gece oluşan baskıyı üzerlerinde hissediyor.
Darbe
Darbe
Listeler
Listeler
Darbe girişiminden sonra kaç işi görevden alındı?
Soldaki taranmış Türkiye haritasında rakamlar yer alıyor.
Rakamlarla darbe girişimiÖncesi/Sonrası altta başlatın
„Bizlerden kurtulmak onlar için çok kolay oldu“
„Bizlerden kurtulmak onlar için çok kolay oldu“
Hükümetin hazırladığı listelere adları yazıldı. Her yazılan isim ihraç, mesleği icra yasağı ve cezaevi anlamına geliyordu.
Belçika’da iltica başvurusunda bulunan 7 Türk. Hepsi eskiden askerdi. Onları darbe girişimindaen sonra yaşananlar bir araya getirdi. Şimdi Türkiye’de haklarında soruşturma sürüyor.
Hiçbiri haklarındaki somut iddiaları bilmiyor. Batılı düşünce yapılarından dolayı mercek altına alındıklarını düşünüyorlar. Din ile devlet işlerinin ayrı tutulması gerektiğine inanıyorlar. Bu durum mevcut hükümetin dünya görüşüne uymuyor.
Grup sık sık bir araya geliyor. Uzun bir tedirginlik sürecinin ardından gazetecilerin grupta yer almasına razı oluyorlar. Hikayeleri birbirine benziyor. Zamanla hepsi adlarına listelerde rastlamışlar. Görevlerinden el çektirilmiş ve Türkiye'ye dönmeleri emredilmiş. Peki neden? Yanıt yok.
Emre itaat edip Türkiye’ye dönenlerin tutuklandığını işitmişler. Televizyonda işkence görüntülerine tanık olmuşlar. Suçsuz olduklarını Türkiye’de ispatlayabileceklerine ise inançları hiç yok.
Tehdit
Tehdit
Gergin bir ülke
Gergin bir ülke
Görevden almalar ve tutuklamalar karşısında medyanın tavrı özel bir durum arz ediyor. Ünlü sesler susturulmuş, ya hapse atılmış ya da Türkiye’yi terk etmiş.
Nefret söylemleri sosyal medyada kendini iyice hissettiriyor. 140 karakterle eleştirilerini dile getirmeye çalışanlar tehdit ediliyor. Onlardan biri de Köln’de yaşayan Ali Utlu.
Utlu, 2013’deki Gezi olaylarından sonra siyasi görüşlerini internet ortamında paylaşmaya başlamış. Bu durum ise bir çok kişiyi rahatsız etmeye yetiyor.
Referandum
Referandum
17 Nisan
17 Nisan
Bize hikayelerini anlatan insanların bir endişeleri daha var: Referandumdan sonra ne olacak?
Askerler geri döner, tutuklular serbest bırakılır mı? Gazetecilerin, yargıçların, memurların, listede adı geçenlerin durumları ne olur?
Onlar için Türkiye’de bir gelecek var mı ?
Onların seslerine ne olacak? Yoksa bir daha hiç çıkmayacak mı?